2013-12-05 19:55:17
Pazar sabahları gazete almak benim işimdi. Tasson-Snel sokağı 23 numaralı evimizden çıkar, köşebaşındaki hayal meyal hatırladığım gazeteciye giderdim. Yol boyunca unutmamak için "La Libre Belgiuque, La Libre Belgiuque" diye tekrarlar, gazetecinin hazırlayıp kıvırarak bana verdiği gazeteyi babama götürmek üzere alırdım.

Fransızca öğrenmem için annemle babam beni iyi bir anaokuluna yazdırdılar. Sabahları annem elimden tutup götürürken yollar sis içindeydi, önümüzü göremezdik. O dönemde yakıt olarak kömürün kullanılması yağışlı havayla birleşerek yoğun bir sis ve çevre kirliliği yaratırdı. Göz gözü görmeyen havadan sonra ulaştığım okul ise tam olarak içimi açmıyordu. Soğuk, katı bir rahibe okuluydu. Koridorda simsiyah giysili Katolik rahibeler dolaşırdı. Kendimi yapayalnız hissederdim. Fransızca bilmediğim için öğle yemeği zili çalınca diğer çocukların peşine takılır, yemekhanedeki manastır tarzı ahşap banklara oturur, çok aç olmama rağmen gelen ipli çorbayı içemezdim. Meğerse bu pırasa çorbasıymış. En ürktüğüm an da yemek öncesi yapılan duadan sonra haç çıkartma sırasında yanımda duran, ilkokul bölümünden, benden yaşça büyük bir kızın bana çok kızarak anlamadığım şeyler söyleyip elleriyle elimi alıp bana zorla haç çıkartması olmuştu.
Yıllar sonra Art Nouveau akımını araştırırken Belçika'nın Art Nouveauöncüsü Victor Horta'nın evinin bizim evin arka sokağında olduğunu ve o bölgenin Art Nouveau stilinde yapıldığını farkettim.




